Anal- iz!
Hissettiğim ve
öylece orada bıraktığım şey…
Zorlanarak (
şimdi çok yumuşak) sıkışarak, debelenerek, bol kanlı ( kan hayattır), bol
damarlı (damar çok yoldandır) çok yol çok gidiştir – gidişler geliş- her gidiş/
geliş heyecan değildir ama risk…
Risk acıtır canı-
ıkınmak gibi- ıkınmak rahatlatır bedeni… ne çıktığını ( ürünü) görmek ister!
Kim?
Acıya ve zevke
bağlılık sorduğum, reddeder misin?
Bir çözüm için
geç değil mi? Çözülünce bitmez mi? !
Yüzeye yakın,
kılcal hissiyatların duyarlı gel gitleri dokunulmayan semazen gerçekler değil
mi?
Bilemedim ki -
senin ki- öbürünün ki…
Sen olmadan evvel
olan ve sonra sen olunca büzüşen bilimselliği ve beraberinde gelen tüm
teorileri, hipotezleri alt üst eden !
Bokla gelen, bir
çanağı kutsayan ve ona anlam katan. Atık ürününün kederi ve değeri bir anal
döngüden geçerek değdiği yeri sebepleyen – sebebi meyhuşen kılan sevgiyi-
acıyı- elem ve kederi deliliğin tam ortasından çıkarıp tam da merkezine
koyuvermek çözümün, çözüm için geç değil mi?
Yaşadıkça
çoğalıyor beyliği işte her sabah daha çok acıya neden olan şey değişmek,
büyümek, farklı olmak isteği, sonunda bi bok olamama gerçeği…
Ne ki sabahları
kalktığında – her gün- hep aynı ve de başka gün üzerine bastığın halının siyah
beyaz deseninden beklediğin- Ne ki sonrasında önemsemediğin ve boş vererek
kendine acıdığın, şimdi bu kadar sıcak ve de ait hissettiğin, heyecanlandığın,
neden bu kadar mahrumuz, neden bu kadar aciz ve korkulu?
Değdi işte ruhuna, bırakılamayacak kadar sıkı sıkı tuttuğun nedir ki?
Yorumlar
Yorum Gönder