Kayıtlar

Mart 10, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
şimdi durup diyor musun ne yalan laflar etmişim diye dürüstlükten bahsederken ne de çok yalan konuşmuşum diye hiç sevememişim hep sevilmeyi isterken diye şimdi diyor musun ulan ben ne eşşeoğlu eşek mişim diye
gözleri korku ve açlıkla bakan bir çocuğun duvar saatleriyle kimi anlamlı kimi boş randevusundayım şuanda kısacık cümlelerin  pahallı katrajların büyüsünde sarhoş olmuş bir aklın hezeyanında varlığa boğulmuş zenginlerin yokluğa boğulmuş halkları fotoğraflayarak yarattığı hatıralardan yapılmış heyecan verici kuşe kağıtlar arasında adaleti sorguluyorum
haberlerini alıyorum terkine sığdırmışsın koca bir götü daha daha taşımaya çok niyetin varmış oradan oraya sen yedikçe ye koçum ye diyecekmiş sırtında sana oh pofpoflayanı da almışsın yanına düzülmedik ne kervan kalır ne yol sana de babam de
seninle başka bir rengin gölgesinde ve birleştiriciliğinde eflatun kederler ve sarı gelecekler eşliğinde bir aşk yaşayabilirdik kıpkırmızı ve bir avuç am peşinde koşmasaydın
uçtu kaçtı kondu gönlün bahar geldi yakalandın yine çırılçıplak kalbinin damarları takıldı bahara kapakçıklar tıka basa aşk bir yolculuk zamanı şimdi varırcasına
aman güzel sevişmelerin sabahında gözünle dudağın arasına on saniyede bir düşen damladan daha güzel ne var ki bu hayatta
dönüşü yok zaman teranesine girdi bahar yer kabuğunu yırtar gibi yırtacak şimdi tenini
denize bıraktım adını peşini bırakınca senin unutuveriyorsun aşkı sevdayı pervane olayım istiyorsun etrafında ama bilmiyorsun ki aşk bi sende değil aşk her yerde