Kayıtlar

Temmuz 1, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
karış karış geçsem buralardan bir santim uğramam sana bir santim sokulsam sana bir karış yol alamam
22:43 hala… Ve ışıklar sadece kızıldan sarıya dönük, Gerçekler buz mavisi kırılganlığında. Saracak ve kıracak çok az şey var. Herşeyin dibinde tutku kokan durmuşluk var. İçine girince dışarda kalan bir turp kokusu hafızalarda…kitaplardan ya da karelerden kalma… Işık var çok içerde bak yalnızca yoo hayır, gör bi de! Bi de hisset, yönünü bulduran hatta bazen kaybettiren ustaca, bak ve gör sadece! Görmeye sevdalı, körlüğe şaşkın ruh hali… Kaçan bir bakış var ortada sahipsiz, üstüne alma, taşıyamazsın… Kaldığın yerde hareket yok, ölüme yakınsın. Ölümde esareti çizen asil bir sen var, bulursan alobar olacaksın kalplerde. El haritası kalbin, hayat çizgisi karışık, kapılar tümden açık, gittin mi kaldın mı soran yok sen bile? Ey rüzgar! Parmaklarının arasından geçip çizgileri aşındıran… Ey bulut! Işığın önünde durma cürettinde bulunan… Ey yufla yürekli aciz! Ey gücünden utanmaz gariban! Ey ne idiği belirsiz iktidar! Ey kekeme aşk! Ey dünyalı! Durduğun yerin
gözlerini kapattığında nereye gidiyorsan oraya götürüyor sesin beni...
başkalarının ne düşündüğünün hiçbir  önemi yok!  mu? başkalarının ne düşündüğünün hiçbir önemi yoksa; benim ne düşündüğümün  ne önemi var?
sabah sabah vapur iskelesinde bir deliye… aç mısın sana yemek alayım mı diye bağıran bir budala peki bir mi bu budala?
madem biliyorsun götünün huyunu neden içiyorsun kuyunun suyunu demiş atalarımız muhatabın yokken yazmak kolaysa bir de yüzüme söyle dememiş atalarımız ama atalarımızın ta.... elbet acıyacak yırttığımız gırtlak ses gelmiyorsa bir oktav daha ama bebeğim sen de tıkadıysan  kulağını bacanı!
twitter diye bir şey var sevgili sana , bana, uzak... işte şimdi koynundayız sevgili her anımızı yazıyorum bir o var bir de ben bu gece belli...
şuan ellerime bakıyorum küçükler ama kemiklerinde kırmızı lekeler rakıyı ağırlıyorlar sen kim bilir kaçıncı sevdanda ben sana doğru varmaya çalışan bir yolda üstüm başım toz içinde beni terk etmenin sonsuzluğunda...
bu gece ağır; özlem var sonra serra sonra bırakıp gidenler var anlamadan dinlemeden sonra bir de sen varsın bir burgu matkap bir acı biçer döver bir sen varsın sonra "sanki hiç yoktu" dedirten bir de sanki çok sevdim seni...
çok uzaktasın… gelmemek için direniyorsun ama neden? kalbim gibi koynumda açık sana hep uyuduğun, sığındığın, gizlendiğin, kaçtığın yerdeyim peki neden benden vazgeçtiğin gibi bir de özgürlükten vazgeçtin? ben istemedim ki sana ağır gelmeyi ben zaten kendimden böyleydim peki neden böyle sevemedin beni ben seni sevdim yine de olmadı mı? gözlerim sana doğru  aktı kalbin birazcık aşkımla dolmadı mı? …
ÖNCE biz yangınlar gördük insanlı- insan’sız biz seyreyledik katliamı, biz utanmadık unuttuk… SONRA biz  şaştık cesaretlerine ama biz cesur olamadık…
bir minik tırtılın kalp atışlarına vurulmuş şair, sonra bir kaplan için şiir yazmış...