22:43
hala…
Ve
ışıklar sadece kızıldan sarıya dönük,
Gerçekler
buz mavisi kırılganlığında.
Saracak
ve kıracak çok az şey var.
Herşeyin
dibinde tutku kokan durmuşluk var.
İçine
girince dışarda kalan bir turp kokusu hafızalarda…kitaplardan ya da karelerden
kalma…
Işık var
çok içerde bak yalnızca yoo hayır, gör bi de!
Bi de
hisset, yönünü bulduran hatta bazen kaybettiren ustaca, bak ve gör sadece!
Görmeye sevdalı, körlüğe şaşkın ruh hali…
Kaçan
bir bakış var ortada sahipsiz, üstüne alma, taşıyamazsın…
Kaldığın
yerde hareket yok, ölüme yakınsın. Ölümde esareti çizen asil bir sen var,
bulursan alobar olacaksın kalplerde.
El
haritası kalbin, hayat çizgisi karışık, kapılar tümden açık, gittin mi kaldın
mı soran yok sen bile?
Ey
rüzgar! Parmaklarının arasından geçip çizgileri aşındıran…
Ey
bulut! Işığın önünde durma cürettinde bulunan…
Ey
yufla yürekli aciz!
Ey
gücünden utanmaz gariban!
Ey ne
idiği belirsiz iktidar!
Ey
kekeme aşk!
Ey
dünyalı!
Durduğun
yerin çukurluğuna, çukurun bok kokusuna bir bak…
Ey
aklı ve vicdansızlığı arasında en kısa yolu bulmaya çalışan kaypak faşist!
Ey
gölgelerin gücü adına şiarı ile binaların arasında gezinen modernist donkişot!
Ey
büyük harflerin esiri zavallı!
Ey
savaşın yarattığı ucube!
Ey
kazanmak için kaybeden yücecik!
Ellerine bir bak,çizgilerin ömürsüzlüğüne bir bak, bak ve gör niyetimi!...
Yorumlar
Yorum Gönder