Kayıtlar

Nisan 19, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kendim istersem tutturduğum kanatlarım

Balkonundan yanan Haydarpaşa'yı gören, tarihi yarım adaya selam veren, kapısının önüne gemiler park eden bir evden ve İstanbul'un 3 odalı kalplerinden biri olan körlerin ülkesinden geldim buraya. Başka neyin kalbi 3 odacıklıdır bilir misiniz? Kurbağaların... Suyumsu bir odadan çıkıp dar ince uzun bir sokağa geldim... Burada en ilgimi çeken şey çocuklar her evde 2 tane olmak üzere 1 yaştan sonsuz yaşına kadar olan çocuklar... Sesleri çıkmadığında, oynamaya sokağa inmediklerinde ve birbirleriyle çok uzun hayat deneyimlerini paylaşmak için ellerine bellerine koyup, birlikte dünyayı kurtarmadıklarında, çok sıkılıyorum. Balkonda iki gözüm var, biri kargalar için diğeri çocuklar için. Kargalar beni sevmedi oysa saksı diplerine onlar için ceviz koyan ve o cevizi bospadan gidip alan benim. Sanırım fazla ilgiyi sevmediler çünkü çenelerini her açtıklarında, eğer çocuklar ortalıklarda yoksa, mahallede bir ses var diye neredeyse peşlerinden uçarcasına kanatlarına takılmaya ç
çizmek hayatı acemice hiç ustalaşmayan fırçalarla, çıkmayan boyalarla...

Tarihli ya da tarifli değil bu mektup...

Aynısından bende de var, seninki çoğaltılmış ama sana yazılmış. Bu mektup diyorki; yalnızlık / yanlızlıktan  mı yazar insan? ( düzeltesin geldi değil mi? ) Sözün bittiği, gitmediği, az kaldığı yerde mi yazar insan? Hayatım işte bu akan suyun üstünde, yüzen vapurun içinde, üstünde, bir o yakadan bir bu yakaya, gitmeler ve gelmeler... durmalar değil ama! Sevmem durmaları, yaşamaları severim, bazen giderek, bazen kalarak ama durarak değil! Durmak kayıtsızlığını hayata geçiremem. Suyu severim ama... Arındırır, severim suyu... Her bir adamın ve kadının içinde başka bir şey var, buna inanıyorum hem de çok. Beden bir elbise, kabuk, dış... Bir "iç" var! İç var, his var, enerji var, beyin var, ruh var, beden var ve tüm bu "var"lar savaşıyor, sevişiyor, barışıyor, bağrışıyor, ağlaşıyor, gülüşüyor zaman zaman ve sonunda, toplamında "biz" oluyoruz... Toplum gibiyiz, içinde ve dışında... Ötesinde ve berisinde... Doğasında ve kimyasında... Hayallerimiz v
Bütün çiçekleri dökülür evrenin bir çocuk ağlarsa, Bir çocuk ölürse çiçekleri açmaz evrenin.