bana sadece senin inandığın şeylerden bahsediyorsun sakıncası yok bahsetmenin zaten her şeye sadece biz inanıyoruz aslında duyduğun bu derin karşı koyulmaz davete kulağına fısıldanan bu ulvi emirlere bir diz hareketi ile eğiliyorsun peki beni neden yanında sürüklemeye çalışıyorsun sen duyuyorsun sen inanıyorsun sen istiyorsun beni kendi duyduklarımda bırakmayı neden denemiyorsun
Kayıtlar
Ekim 13, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
şunları çok iyi hatırlarım; azıcık kısacık daracık zamanlarında bana sarılıp gün ortası uykusu yapmak istediğinde annem, çocuk aklımla bile "uyku nasılsa biriktirilen bir şey değil ama oyun öyle mi" diye fırt fırt kaçıverirdim o sıcak koyundan. hele kaçmayayım diye ayaklarıyla bir mengene gibi kısacık bacaklarımı sarmaya çalışarak gösterdiği gayret taktire şayan ama ya ben, benim gayretim de bir o kadar efsane... Her seferinde galip gelir kaçardım o bacakların arasından, şimdi "ah keşke sarılıp yatsaymışım" diyorum ama bir de şunu diyorum "o zaman da inatçıydım, o zaman da canımın yapmak istemediği hiç bir şeyi hiç kimse yaptıramazdı bana, canımın içi biricik annem bile olsa...
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
işte böyle hiç susmayan bileklerine en ağırından anıların takıldığı ve sonra deryalara atılmış gibi boğulurcasına ve fakat hiç çırpınmadan teslim olduğun her batışta yeni bir vurgun yediğin saatlerden de geçersin ne zaman gelir çeker seni aşağıya bilemezsin ancak o ağırlıkla gidersin ardından gitme de göreyim
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
seni hiç anlatmayan bir şarkı sözünde sırf oralara bir yerlere değiyor diye tınısı sisli ve odunumsu bir mazi kokusu dolu veriyor ortama diye yalnız insanların dalıp giden gözlerinin çaresizliğinde karışık karmakarışık duyguların sana varamayan dip koçanı gibi sahipsiz kalmış seslerinde günleri arka arkaya dizerek anlamaya çalışıyorum hayatı