Kayıtlar

Aralık 9, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
uzun boylu genç ve yakışıklı bir adam soluk mavi gözleri ile girdi içeri griye dönüyor nemli havayla karşılaşınca gözlerin dedim su yeşili onlar seni görünce buharlaşıyorlar dedi vuruldum hovardanın uslubuna omuzların bir yelkenli tenin karamelize edilmiş bir tatlı gibi dedim ateşinde kavruluyor denizinde açılıyorum dedi vay lafların cömertliğine geldiğin gibi gidecek misin gözlerinle dedim sensiz kıpırdarsam taş olurum dedi kesildim bittim  gözlerinde
kendisinin çok iyi olduğunu söyleyen insanlardan biraz uzak durmak onları biraz sorgulamak biraz bu küstahlıklarının nereden geldiğine bakmak lazım yaptığı her şeyin iyi olduğunu söyleyen insanların biraz da kötüyü besleyen kötünün varlığına ihtiyaç duyan insanlar olduğunu unutmamak lazım kötüyü gerçek iyiliği meziyet sayıp gözümüze sokuyorsa aman ha
beni darlıyor bu feysbuk gerçekten kopsun gitsin nedir bu kedi merakı koparacağım kuyruğunu bıyığını buracağım yanacağım canına yok mu bir kurtaran sana yazacağım en büyük aşk şiiri yapacağım en büyük güzellik sana feysbuksuz bir hayat vadetmek feysbukta yoksan da seviyorum seni hatta aşığınım tapıyorum
şunu dedim sana bravo hala aynı kadınla kendini kandırmaya devam ediyorsun trafik ışıklarının şehre karışmış ışıklarında bir saniyeden daha az bir sürede kıvırcık saçlarını siyah kabanını yalancı gözlerini gördüm ya ölsem de gam yemem bravo nasılda iğrenç bir dünyadan nefretini kusa bilirken bir o kadar iğrenç olabiliyorsun harika bir am derdine bir ahla nasıl da sata biliyorsun ruhunu bravo ve yanılmıyorum ya hakkında bana da bir bravo
o akşam tanımadığım onca adamla gitmemi istememiştin endişelenmiş gerilmiştin bende kendimden emin önce seni sonra kaderimi öpüp gitmiştim gitmiştim ve giderken seni bir derinliğe gömmüştüm sen bilmiştin o gece o adamlarla mutluluktan ölmüştüm zevkin içinde kaybolmuş üstüne bir de yeniden uyanıp kendi kendimi avuçlar vaziyette yaşamaya devam etmiştim değil mi insanın kararları kendini avuçlarken bulmasına neden olmaz mı ama en iyi şey insanın kendisini avuçlaması değil mi hayatta avuçlarımızın boş olmaması değil mi
bu daha sadece başlangıç masada olmayanlar için vurduğun kadeh kaçırdığın bulutlar için kamaşan gözler sızlayan burun kemikleri uğruna dans edemediğin güneş ve ellerini üzerinde gezdiremediğin bir ten için bu bir başlangıç
duruma birlikte bakalım mı gözleri dolu ile yağmur arası bir adamın yanından az önce kalktın bıraksan yağacak kalksan tutulacağın bir adam ve insan ki o ne ise şunu soruyor ne ister bir mahlukat mutlu olmamak için bütün  nedenleri kurmuş sıralamış dizmiş inanmışsın sırtında bir radyatörün ciğerlerine kadar gelen sıcağında ve üzerinde yanık sandal ağacı  kokusu taşırken coşmuşsun canın akşamcı gibi erol çekmiş giden adamın ardından laflar kursağına dizilmiş bir roka salatası kadar acı bir o kadar vazgeçilmez arzulusun gittiğin yollardan dön döndürecek kadar çıplaksın 
hiç gözlüklü bir evsiz görmedim ben sadece evi olan insanların  görme bozukluğu olması garip değil mi
şu anda nerede olursan ol şunlardan en az biri senin yanında elektrik teknoloji bilgisayar akıllı telefon bunların internet bağlantısını ödeyecek paranın garantisi sıcak bir içecek sanalda olsa bir sohbet şu saatte uykusuz kalabilme lüksü dizlerinde bir battaniye kafanı gömdüğün yerden kaldırdığında bakabileceğin bir pencere belki arabanın belki otel odanın belki yatak odanın belki evinin belki vapurun belki otobüsün penceresi şu hislerden en az biri seninle güven eğlence merak şu anda tam şimdi ben bu satırları yazarken şunlardan en az biri hayatında olan birinin yanından koşarak geçtim koşarak sıcak  güvenli huzurlu evime geldim ısınmak için içine işediği pet şişeyi bacaklarının arasında tutan üzerinde battaniyesi soğuğu hissetmemek için uyumak isteyen kafasını soktuğu bacaklarının arasından çıkarttığında uçsuz bucaksız gökyüzünü görmek için bir pencerenin ardından bakamayan tecavüz darp kaygı endişe
kendiliğinden olsun istiyorum yaşam moda sahilinde duran bir kaya gibi seninle mi konuşmuştuk yoksa seninle mi taş taş olmak için kuş kuş olmak için uğraşmıyor demiştim doğa kendi kendini yeniliyor sürdürüyor yorulmadan bedel ödemeden kendiliğinden olmak istiyorum hayatta demiştim yazmıştım bunu hatta söyleşmiştik seninle çabasız, gayretsiz algılanmasın niyetim niyetim soluğumla durabilmek dalgalı denizin üzerinde herkes bir yerlere koştururken baka kalmak arkalarından ve yapabiliyorsam yanıma davet etmek kulaklarına fısıldayarak bazen haykırarak ve bazen ölerek ama yeniden dirilerek
senin düşündüklerini ben de düşünüyorum bu beni de çok düşündürüyor kara delik gibi nasıl bir coğrafya nasıl bir beden nasıl bir zaman bizi taşırdı bambaşka şeyler hayal ederken gerçekler ne oldu bir de bunlar gerçekten gerçek miydi
herkes birbirini takip etsin açarsan bakarız olmuyor mu bu şimdi ben açtım diye senin bakman mı gerekiyor ee bakmamı istemiyorsan açma mı oluyor bu takip mevzusu röntgene de giriyor mu bir nevi
içim söküldü seni beklerken eski bir piyanonun yarım yamalak tuşları gibiyiz birimiz siyah birimiz beyaz tamamlanamayacak bir gökkuşağı hayaliyle aranıyoruz
insanlara acımıyorsunuz bari kendinize acıyın bütün denizleri doldurarak karaları büyüterek binaları kocaman kocaman dikerek ağaçları kesip her yeri hamam taşına çevirerek götünüze sokacağınız bunca şeyden geçtim sizin götün de bir kapasitesi vardır muhakkak acır diye düşünüyorum 
akıllı insan hastalığına yakalandın aptal gibi tüm sözcüklerimin  etimolojisine dalıp piç bıraktın gözlerimi
yardım ve yataklık ettim sana bugün isteyerek yardım ettim isteyerek yataklık şöyle ayak ayak üstüne uzatıp yan gelip yatacağın bir yatak gözlerini kapatıp kendini unutacağın suyun üstünde batmayan bir su yatağı yattığın yerden huzuru bulman için yardım ve yataklık ettim sana bugün
huzurlarınızdan erkenden ayrılıyorum gece gördüğüm rüyalardan kaçamayacağımı anladım bir karakol yağlı copuyla bana tecavüz etmeye hazır bir polis koşmaya çalışan bir kadına yardım etmekten içerdeyim kostümler içinde yüzleri boyalı dost görünümlü birkaç adam bir hastane bahçesini beyaz önlüklü doktorları anımsatan gel gitler odana gelen ziyaretçiler ve seni rüyasında  kırmızı elbiseler içinde sahneye çıkmış şarkı söylerken gören birinin telefonu rüyaları rüya olmayanlardan ayıramıyorum bu sebeple aranızdan biraz erken ayrılıyorum