üçer beşer merdivenleri dolana dolana ayakları uçuşan saçları siste kaybolan bakışları kalbe vuran ağrıları sana benziyor bu aşk
Kayıtlar
Nisan 28, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
çok burdun bu kalbi çok bir küçük delikten mini minnacık bir delikten ardından ayağınla teperek tıkmaya çalıştın çok yordun bu kalbi çok acıttın tuzladın azıcık sevdin ne çok aşık oldun ne kanla sıvadın bu kalbi çekemedi içine kanadı hep dışına ne çok terk ettin bu kalbi ne çok yavaş yavaş inceliyor bu kalp bir zar gibi geçilmesi zor şeffaf inatçı bir zar gibi
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
biliyorum ben kötü değilsin sen senin kaburgaların daraldı nefes almakta zorlanıyorsun kafes daraldıkça pençelerine güveniyorsun bir dünya yaratıp kendine sokak aralarında vitrin camlarında eski ayakkabılarda otobüs sohbetlerinde naylon poşetlerde eski çeşmelerde ve onların başında geçen hikayelerde kendini hasretine boğarak öldürüyorsun ben biliyorum sen özlüyorsun
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ayak kokusu üzerine güzelleme ne kadar hapsettiysen o bütün bedeninin yükünü çeken onikişerden yirmidört kemiği bir kafese dili olmayıp konuşamadığından dişi olmayıp ısıramadığından sesi olmayıp haykıramadığından tüm kokusunu salıp taa burnuna kadar dikkatini çekmeye çalışıyor güzelim ayaklar bir insaf eyle arada bir bir vapurdan bir balkondan bir aşktan bir tenden aşağıya doğru sallandır
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
bugün dünya uzun laflar günü dünyada en çok kutlayıcısı olan gün uzun uzun upuzun bir yere varamayan varsa da yanlış yere varan vardığı yerden bir türlü dönemeyen dönse de döndüğü yerin çıktığı yer olmadığını gören bunun üzerine uzun uzun bu durumu değerlendirerek epey edilmiş uzun uzun upuzun bir yere varmayan varsa da vardığı yerde olmayan lafların günü
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
bir meridyen boşluğundan bir paralel gel gitinden içe çekilip burun kıvrımlarına takılıp kalan nefesten incecik duvarlardan kalın kirişlerden bilinmedik yollardan sabaha varmayan mehtaplı romantik gecelerden bağırış çağırış hiç durmadan birbirinin boğazına yapışan ellerden derinin altına apansızca sızan keneden öldürücü her bir aşk darbesinden içine sokacak kadar duyduğun her hasretten koptu kopacak her türlü bağdan kendini koru insan
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ilişkilerden ne bekliyor insan kendisini kurtarmasını mı düze çıkarmasını mı yalnızlığına derman olmasını sorularının cevaplarını bulmasını mı bir ilişkiden bir insan ne bekliyor ne beklediğini demek ki kendi de bilmiyor ki hep bir boşluk hep bir hüsran bir mukayese ve kavga beklemiyiverse olmuyor beklese daha çok beklersin durumuna düşüyor bir çözüm acaba insanları aslında olmadıkları yerlere taşıyıp sonra da orada olmadıkları için hırpalamak yerine kim ne kadarsa onunla o kadarını yaşamak olabiliyor mu bir denense belki bu kadar mal gibi sahiplenip bağlanıp hak iddia edip bir de dayatmacı olmayabilir insan sonra belki yaşadıklarından keyif alıp mutlu da olabilir o zaman bir odadan bir odaya çıplak niye geçtin ya bir gören olduysa diye de kahrolmaz kendini de berikini de rahat bırakır mutlu olur olmaz mı bana sanki olur
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
yattığın yatak hayal ettiğin yer değil altından kayıp gidiveriyor geçmişte açık bir pencerenin önünde hafif ürpererek yattığın divanın üzerine doğru mutfak dolaylarından gelen kokular yaşamın için ihtiyacın olan tüm güvenli koşulları sağlıyor bunu garantileyen bir anne sesi duyuyorsun mırıl mırıl işte tüm gücü kuşanıyor ve dalıyorsun kavgaya galip geliyorsunuz mutlusun
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
anlattıklarına bakılırsa kendi iraden dışında gelişen bir hayatın var ve bunun senin yüzüne her vurulmasında daha da çok çileden çıkıyor göz bebeklerine kadar pörtletip gözlerini onu bunu etrafından savuşturuyor düşüncelerinden inşa ettiğin inin içinde hırslarını bileyliyorsun güneşten kaçıyor aydınlıkla savaşıyorsun bir balkon seç ve atla aşağıda geride kalanlarla yeniden başla
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
yayımevinden taze çıkmış parlak yazılı kitabı alıp içinden tütünleri sorgusuzca üfleyiverince anladım ki bir başkasının hayatına müdahale etme hakkını kendimizde en doğalından buluveriyor utanmadan sıkılmadan düşünmeden eyleme koyuveriyoruz kitabın arasındaki tütünleri üfledikten sonra yerden bir bir toplayıp yerine koyamayacağımız kadar geç kalıyoruz üflemeden evvel düşünmeyi öneriyorum