derya kılıçalp

Yurek bitmeyen bir hikaye... Kadin ve erkek bu hikayenin icinde Bir garip donence.

ÜREMEK ÇOK ÖNEMLİDİR, ÜREME FAALİYETİ DE BİR O KADAR AYIPTIR! KURTULUŞ! SPORLA ÜREMEDİR… Üremenin farz olduğu şu günlerde , üreme faaliyeti olan seksin ayıp olması  bir parça kafa karıştırıcıdır he eğer bir solucan değilseniz tabi, çünkü; “Eğer sıkı bir tekeşlilik iffetin doruğuysa, elliden iki yüze kadar değişen halkalarının her birinde eksiksiz bir erkek ve bir dişi cinsel organa sahip bulunan ve bütün yasamı bu parçaların her biri içinde kendi kendisiyle çiftleşmekle geçiren münzevi solucana madalya vermek gerekir.... “Sol yay.  Sf 38  Ailenin Özel Mülkiyetin ve Ailenin Kökeni f.Engels  Amma bu kadar çaresiz değiliz elbette başka seçeneklerimiz de var… Nedir nedir nedir? Sporla üreyebiliriz. Süper fikir nasıl? Okula gitmişler  bilirler  8. sınıfta öğrenilen, bizim kuşaklar için orta okul 3. sınıfa tekabül ediyor, önemli bir üreme çeşididir ve hatta eşeysiz olanında, bir hücrenin ortadan çatanak, ikiye ayrılı vermesi ile gerçekleştiği için, cinsel münasebet, ikili i

Güzel Cuma Seremonisi- Muhteşem Rakı Mezeleri  III… Nar Ekşili Patlıcan 3 adet patlıcanın kabukları  tamamen soyulur, Küp küp kesildikçe kararmasın diye tuzlu suyun içine atılır ve patlıcanların tamamı soyulduktan, kesildikten  sonra sudan çıkartılır, suyu süzülerek alınır ve 1,5 yemek kaşığı zeytin yağ koyulmuş orta kızgınlıkta bir tavada, az miktar tuz ekleyerek, pişirilir, Patlıcanlar pişerken, 3 adet sivri biber, biraz acı olsa tadından yenmez minik minik kesilir ve Patlıcanlar pişerken içine ince kıyılmış biberler atılır ve biberler yakılmadan patlıcanla harmanlayarak pişirilir… Bu esnada 2 domates küp küp kesilir, Patlıcan ve biber yağdan kevgirle alınır ve aynı tavanın içine yağ ilave etmeden domatesler koyulur, Domatesler kendini bırakıp gevşeyene kadar pişirilir. Servis tabağına aldığımız patlıcan ve biberlerin üzerine pişirilmiş domatesler bırakılır. 1 tatlı kaşığı yağ ve 1 yemek kaşığı nar ekşisi sosu ile yenmeye hazırdır. Amma durun Bun

bir gün ayaklarıma yazmak istiyorum aşkı, sallayınca vapurdan aşağıya püfür püfür, düşsünler istiyorum suya. su serpilsin istiyorum içimdeki aşka...

içimden atlaya zıplaya bir kadın çıkıyor. tutmuş eteğinin bir ucunu dönerek dans ediyor. içimden dans ederek çıkan kadın, kendine kocaman bir dert buluyor; "insanlar neden dans etmiyor?"

tanımadığın insanlardan gelen tanıdık kokular, seni de o tanımadığın insanları tanımaya teşvik etmiyor mu?

çok kocaman lafların ardında çok küçücük adamlar var... o çok küçücük adamların ardında kocaman dünyalar var... o kocaman dünyaların içinde bu kocaman lafları eden küçücük adamlar var...