Kayıtlar

Ekim 20, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
bütün kaçaklar yakalanmıyor
bazen dönmek sana hiç ummadığın şeyler yaşatabilir beklediğinden daha da daha da daha da derine girebilir
ah neler oldu şekerci osmanın kapısının önünde nasıl vuruldum çocukluğuma o ıslak kekin kokusunda bir çam ağacına sarılıp kokusunu içime çekip yüzünü süre süre ağlamak ah çocukluktan beri yerinden kalkmamış tomruklar bakmışım kocaman dünyam küçücük balkona sığmış annemin dizlerinde kardeşimin bağırışlarında ablamın ellerinde babamın teneke dövmelerinde yola düştüm geçmişimde küçüldüm küçüldüm büyüdüm
içimde tarifsiz bir delik açtın ne vakit bir rüzgar ıslığını başlatsa oracıktan geçiyor ilk artıyor sızım
sevmek diye kalbimizin seçtiğini aklımız tepelemese arada bir birazcık birlikte olsalar
gitmek istemiyorum senden yalnızca sevmek istiyorum dudak çizgini ve her duyduğumda küçük bir toplu iğne gibi kalbime batan sesini sadece sevmek istiyorum seni
bir yolculuğa çıkalım zamanda belki devrimlerden devrim seçeriz bu topraklara ve belki sınırları sızlaştırırız cesaretle
seni hem de donunda beşikte sallar gibi salladı hayat ama sen yine de aymadın helal olsun
onun bunun şunun haleti ruhiyesini anlamak için çabaladığında kendini de daha iyi anlayacaksın güven bana
ruhun açlığı benzemez hiç bir şeye ne bir tas çorba ile doyar ne bir soğan bir somun ekmekle açlık kör etmeden gözünü ve tokluk bulandırmadan mideni ıslah et kendini
unutmuyorum sadece hatırlamıyorum korkmuyorum sadece cesur değilim mi diyorsun şimdi de