Kayıtlar

Ağustos 18, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
birinin diktatörlük dönemi biter salyalarından ve tohumlarından geriye kalan iğrençlikler içimize nüfuz etmeye devam eder her sistem kendi kaderinde boğularak gider
rüyalar hayal değildir bazen en güvendiğin gerçekten daha da gerçektir
sulara aktı aklım emiş gücü yüksek şehir giderine kapıldı parmak ucumdan hızlıca
evet en hatasız sen başladın hayata ama en hatalı sen üretilmiştin
nerede kaldı geçmişin izleri şimdiye çoktan boğazıma yapışmalıydı elleri gündüz çekişmelerini bırakıp gece ziyaretlerine mi başladı ne
neyden korktun sevgilim gelip ailenin yanında seni ifşa edeceğimden mi bu adam sevmeyi bilir hem de deli gibi sevmişliği vardır beni deli gibi diyeceğimi mi sandın bu sırrımızı ortalara dökeceğimi mi sandın sevgili deli gibi
ah be yavru ağzımın suyu aktı sana iki esmer memenin arasında oluşan tek bir çizgide hayatım yürüdü
beni yalanlarının içinden çekip çıkartıp sevme ne olur beni de kendine benzetme atıl hisler mezarlığında bir taşa çevirme
kendine söyleyemediğin hiç bir şeyi bir başkası sana söylesin diye bekleme
akıp giden zamana ve hayata en sırtı dönük insan sen olsan bile kaçamayacaksın hayattan
kuru bir kahvenin toz buz olmuş tanelerinde acı yanık geçmişinle ne bir lokum tatlandıracak durumu ne bir bardak soğuk su rahatlatacak içini
yahu bu kadar çok biliyordun da bu kadar çok iyi tanıyordun da beni bu kadar korkunçtu  gözlerinin gördüğü neden onursuzca yandın bana
şimdi doğdu bugün biri değil mi biri de öldü umarım yer değiştirmemişlerdir ikisi de özgür olmuştur nihayet
ne aslılar istedi seni ne keremler ne leylalar geçti üstünden ne mecnunlar becerdi seni ama ben vermedim seni
bi rakılık dostluk ölümsüzdür su katsan da buz katsan da sek içsen de anısı kalır boğazında
kısacık bir cigaranın upuzun dumanı gibi gittiğim yerden dönemiyorum hapsedildiğim bu beden içinden başka bir bedene geçemiyorum bu küreyi delesiye deşiyorum esniyor yırtılmıyor öldürüyor beni
bütün bedenleri bütün kimlikleri bütün cinsiyetleri bütün kuralları bir kazana koyup kaynatıp suyuna insanlık pilavı yapmak hayat
baskı altında patlamak mı kendi kendine patlamak mı daha etkilidir patlamada saçılan birikmiş de nedir
bütün tanıdıklarıma çok yukarıdan seslenerek göğü ayaklarına sermek istiyorum eriyip uçup gidecek elem
güneş gibi kayboluyorsun niye güneş gibi doğmuyorsun
bütün tezahüratlardan kaçıp kale arkasına sığındım yine de gol atmaktan vazgeçmedin yetmedi kulaklarımı tıkadım sen dilsiz alfabesini öğrendin
dışkılayarak temizlenecekse için sıçıp sıvamana razıyım yeter ki bir kere berrak ol
seni seviyorum karalamalarından vazgeç arka sayfalarda kalan beyaz sayfalara geç ön taraflarda
yatağın terli tarafı yorgun sol tarafı kaymış ayak ucu ters dönmüş cinselliğin hiç bir hesaba sığmayan matematiğinde
sana söylemedim ki yerini sen alındın içten içe
bazen dalga geçtiğini sanıyorum benimle çekilen acılara rağmen