Kayıtlar

Şubat 23, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
seni bulduğumda bir bira bardağının içinde gözlerin kısık dudaklarında iki hüzün el ele bana öyle bir güldün ki unutulmaz
acıya hazır olmaz insan hiç bir zaman sadece katlanır başına gelene hazırım sana acıyla da olsa
köpeğin olayım beni yok sayma isteme beni reddet kız bana ama yok sayma
yalanı sevmem yalanım yok aşkı severim yalnız kaçarım yok yalnız aşkı
hangisi daha çetrefilli gitmek istemen mi kalmak istemen mi yoksa ne istediğini bilmemen mi
kederine sıçayım lan biz mi sikik yaşadık hayatı yoksa herkese aynı mı bu melet
kim tutar ki beni yelelerimden tuta kalırsa biri önce ağlar sonra silkelerim üzerimden
hay buzunu yaladığımın rakısı insan sana niye doyamaz yar gibi içine böyle mi akar kader gibi gam gibi zevk gibi
çocukluğumda da cesaret soyunurdum ben gülerek kahkahalar içinde hiç bir şey imkansız gelmezdi buzlu yokuştan leğenle kaymak gibi gelirdi hayat bana her daim kapatır gözümü kayardım kendi bildiğim hadi cesaret soyun hayat budur dostum
bizi her şeyin dışında mı tutacaksın dostum acımasız dişleri ve tırnakları ile seni oyan bu kadından bizi uzakta tutup sonra topraktan yeni yetmiş bir yasemin gibi önümüze mi çıkaracaksın kaşta mı sanacağız kendimizi huzurun göbeğinde sevişmenin ortasında mı yoksa bir yalanda mı deniz kokusu daldıkça derine
her şeye diren önce ölüme senden değil başkasından gelen her türlü yaşarken gelen ölüme
ve bazen aslında en güçlü olduğumuz anlar en yalnız olduğumuz anlardır kimsesiz kalmaktan daha kötü olanı kendinsiz kalmaktır
gözümden taa göz bebeğimden aktı yaşlar gördüm korkunu senin yerine ağladım, ama çözdü mü ağı çözmedi
çocukları büyüdü kederlerin bu sesler uzaktan bile değil galipten geliyorlar kimin umurunda sensiz kalmak kimin umurunda bensiz kalmak o kadar çoğuz ki şu azıcığın içinde kimin umrundayız ki