Kayıtlar

Eylül 16, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
ben seni af edemiyorum sen afet beni ben sana dokunamıyorum sen dokun bana ben sevemiyorum seni sen sev beni ben bulamıyorum seni sen bul beni ben anlayamıyorum seni sen anla beni ben öldüremiyorum seni sen öldür beni
seninle bazı şeyleri takas etsek bunları koyun koyuna yattığımız vakit seçsek uyumadan evvel son yaptığımız şeyi hep hatırlaya gelsek biz seninle içimize çöken şeyleri bir bir takas etsek ben çok iyiyimi versem sana ama bu iyiliği ancak ben anladığım için sana verdiğimde de bir tek sen anlasan çok iyiyimi başkası bilmez anlamaz acı bir iyilik melankolik bir iyilik arabesk damar bir iyilik yıkık  dökük terk edilmiş bir iyilik mükemmelden uzak bir iyilik çok iyiyim ama bu iyi içimde dolaşıp durdukça ben artıyorum arttıkça ağırlaşıp toprağımı çökertiyorum kalmasan o toprağın altında sen ben senden geleni bilsem beni bilmesem  
kestaneyi çizdi deniz yürek derinde gizli avcıya höt dedim ben kaçtı gitti keriz şimdi açıkta kaldı ayıp yerini hem çizdirmiş hem hötletmişsin şimdi içmiş delirmişsin köpürmüş gebermişsin amanın sen bi gitmiş bi gelmişsin
lan ne boktan bi gece hart diye bitiverdi ne ellediğimden anladım ne ellettiğimden harbi hoca neydi sohbetin başı
sen zaten bizimle aynı şartlarda başlamadın oyuna yukarda oturdun hep çözülmedin hiç olmadın kendin gibi bırakmadın bedenini sen zaten girmedin havaya zaten oynamadın sen ama oynamadan seçilemezsin sen
bugün bir körlük dinledim yaşama dair
biliyor musun bazen dönüşüm iyi bir şey değildir bazen kentler dönüşür bazen insanlar bazen yaşadığın yere yabancı olursun bazen kendine ve sen azınlık olmaktan korktuğun için azınlıklara nasıl davrandığını bildiğin için çoğunluk seni nereye sürüklerse oraya gidersin biliyor musun yalnız kalmamak için biliyor musun kabul görmek için biliyor musun kendine acımamak için biliyor musun bir zavallıya dönüşmemek için modern bir köleye dönüşmeye ne çok müsaitsin ve biliyor musun aslında ne kadar yalnız ne kadar sıradan ne kadar acınası ve ne kadar zavallısın biliyor musun kentleri sokakları  insanları dönüştürenler senin varlığına ne kadar minnettarlar biliyor musun bazen yıkımların altında kalanlar o yıkımların mimarları olanlar biliyor musun özgürlük diye bir şey var biliyor musun özgürlüğün ne olduğunu bilmeyenler biliyor musun özgür olmayı istemeyenler biliyor musun sadece kendini var etme ihtiyacına sıkışıp kalan
hep bir hayvandan farkını arıyorsun bir hayvandan farkın şu her şeyi birden istiyor olman bir hayvandan farkın şu yaşamını sürdürmek için gerekli olan şeylerden fazlası için savaşıyor olman bir hayvandan farkın şu yalan söylüyor olman bir hayvandan farkın şu insan sıfatı arkasına sığınıyor olman
bir son bahar daha geldi canın her daim  iki tek atmak ister tek yetmez bir küçüğe gitmek ister gönül küçük sarmaz seni illa da büyük dersin her sabah bir büyüğü devirip gidersin bir son bahar daha geldi midende uçuşanın bakliyat kelebeğimi yoksa keder mi olduğunu bilmezsin okkalı bir küfürü patlatır devam edersin bir son bahar daha geldi her gün vapura binip rüzgardan dizlerini üşütüp yağmurdan sırtını ıslatmak istersin üşüdüm  sarıl da yatalım gelir dilinin ucuna bakarsın o mangal yürek yok etrafında bir son bahar daha geldi kendi kollarınla kendini sarar iki tek atar kafi gelmez küçüğe kayar ordan büyüğe koşarsın bir son bahar daha geldi yok sen iflah olmazsın…
akıcan illa gözümden durmaycan yerinde saracan illa belimden durmaycan yerinde bulacan illa kalbimi durmaycan yerinde girecen illa içime durmaycan yerinde
inadına inatçısın diyorsun bana hayattaki tek inadın bu olmasaydı ya hep bana hep bana diyorsun bana biraz da sana deseydin ya yeter ki gel bana diyorsun birazcık da sen gelseydin ya hep beni yanlış anlıyorsun diyorsun bir kere de yanlış olmasaydın ya içimi acıtıyorsun diyorsun arada içinden dışına çıksaydın ya seni kendim için seviyorum diyorsun birazcık da kendini sevdirseydin ya gözyaşına kurban olurum diyorsun birazcık az ağlatsaydın ya gitme diyorsun bana biraz da kal deseydin ya               
bir tek sana söyleyebilirim içimden geçenleri bu bir sır bu gece birini söktüm kalbimden söküp attım kapkara bir gecenin en kuytu derinliğine vurup delik deşik ettim  sen de dahil kimseye hiç bir şey kalmasın diye bu gece kendimi söküp attım içimden
yüzeysel hiçbir şeyi sevmiyorum azıcık doymayı azıcık bakmayı ucundan sevmeyi birazcık dokunuvermeyi… doldurmayı seviyorum içimi doyasıya doldurmayı kalbimi. sıkı sıkı tuta tuta sevmeyi seviyorum… gözleri gözlerden kaçırarak konuşanları sevmiyorum parmaklarının ucuyla tokalaşanlardan sıtkım sıyrılıyor öpüşürken ağzını açamayanın ağzına tüküresim geliyor… azıcık azıcık derken kimden neyi esirgiyoruz sadece doymuyoruz yaşamaya aşka, insana, doğaya kendimize… sadece azıcık yaşıyormuş gibi yapıyoruz…
bir çocuk düşer hayattan bir adam  kan ağlar sen sevinirsin oh olsun dersin sen ağzından zevk suyu niyetine kanlar akar vampir kalbin volta atar sen elini kolunu sallayarak gezersin sen insan değilsin hayvan değilsin ot hiç değilsin sen ne menem bir şeysin…
benimle evlenir misin mal alır sonra iki eşit parçaya böler paylaşırız benimle evlenir misin istersen beni döversin yasa beni koruyor! korumazsa canı sağ olsun kocam değil misin ister döver ister seversin benimle evlenir misin üstüme kuma getirir metres tutar dost hayatı yaşarsın hayatımız renklenir yüküm azalır benimle evlenir misin karışanımız görüşenimiz olmaz birbirimizi bıdıklarız benimle evlenir misin çekirdek aile kurar 4+4+4 lük çocuk yaparız masraflardan korkma tecavüz edersin bir bakan bulunur benimle evlenir misin düğün yapar gerdeğe girer balayına gideriz benimle evlenir misin baktık olmadı boşanırız ben boşanmak isterim sen beni vurursun benimle evlenir misin...