şunları çok iyi hatırlarım;
azıcık kısacık daracık zamanlarında bana sarılıp gün ortası uykusu yapmak istediğinde annem,
çocuk aklımla bile "uyku nasılsa biriktirilen bir şey değil ama oyun öyle mi" diye fırt fırt kaçıverirdim o sıcak koyundan.
hele kaçmayayım diye ayaklarıyla bir mengene gibi kısacık bacaklarımı sarmaya çalışarak gösterdiği gayret taktire şayan ama ya ben, benim gayretim de bir o kadar efsane... Her seferinde galip gelir kaçardım o bacakların arasından, şimdi "ah keşke sarılıp yatsaymışım" diyorum ama bir de şunu diyorum "o zaman da inatçıydım, o zaman da canımın yapmak istemediği hiç bir şeyi hiç kimse yaptıramazdı bana, canımın içi biricik annem bile olsa...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendine yolculuğa çıkan bir mentinin çok keyifli hikayesi!