arif olan gülsümsüz edemez aslında bir nisan gününde
bir nisan sevdasında gerçeği görme derdiyle iki küçük can birbirlerine sarılmışlar
hayatta belki de başka hiç kimsenin olmamasına direnmek için doğurmuşlar boylarınca
azdan çoğalalım çoktan azalmayalım diye üretmişler belki
ellerine ilk meyve bir nisanda düşüvermiş
kendi yuvarlağında kocaman gözlerle sığmamış kafatasına aklı ve bakışları bir arada
asılmış dünyaya aslı neymiş bu fikrin bu varlığın bakmış durmuş etrafına
bakmış durmuş yalnız ama hiç durmamış akıl
iki küçük can çok sevmişler onu
o kendi yuvarlağında mağrur ve dokunulmaz meyveyi çok sevmişler
onu o kadar çok sevmişler ki ona yeni meyve kardeşler eklemişler
özgür bir taka olmuş aslı kendi sevdasıyla kendi deryasında yüzen

iyi ki meyvesini yeryüzüne düşürmüş anamla babam
iyi ki doğmuş benim ablam

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendine yolculuğa çıkan bir mentinin çok keyifli hikayesi!