ne güzelsin istanbul
bazen enstürmantel bir müzik gibi
sözsüzsün
bazen çingene çocuk gırtlağında
bir çığlık
köprülerinin altından akan sularında
yıkanan umutlar
koşarcasına geçen tramvaylar
insanlara gülen dilsiz duvarlar
zindanlar
kiliseler
ve camiler
uzun ve dar kaldırımlar
orada bekleşen
erkekler
ışıkların arasında
ışıklardan daha da parlak kadınlar
parçalanmış gazete kağıtlarının
bırakılmışlığında
sıvası dökülmüş bekar odaları
en güzel denizin
en güzel kenarlarında
görkemli avizelerini boğaza doğru
sallandıran yalılar
ve her bir şehirden kopup gelen insanlar
basamakları aşınmış kamondo merdivenlerinde
içinde sekiz çizen flörtler
galataya çıkan sevgililer
istiklalde buluşan eller
gezi parkında dolaşan
sarmaş dolaş fikri firarda deliler
ne güzelsin istanbul
okundukça bitmeyecek
ve hiç tamamlanmayacak bir öyküsün sen



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendine yolculuğa çıkan bir mentinin çok keyifli hikayesi!