Sabahlara dek yazmak var aklımda
Sabahlara dek ağlamak
Sabahlardan akşamlara dek, denk olmak kalbimin acısına
Gözümün şişliği, yüreğimin şişliğiyle…
Bir boğazı geçmek var içimde yüzerek, yüzerken ağlayarak, gözyaşlarım denizin tuzlu suyuna karışarak kanayan yaram acıyarak… Sabahlara dek yüzmek var bir boğazdan bir boğaza…
İnce boyunlu bir enstürmanın en acı sesi olmak var dilimde, yalnızlıktan ifadesiz, dinlenmemekten kifayetsiz namelerim var…
Koyu geceyi bölen ışıkların cılızlığından kaçıp, sarsa sarsa göğü akasım var İstanbul’un üstüne…
Kapılıp gidesim var sabahlara dek gözyaşlarımın seline…
Sallanıyor gemilerim rüzgarımdan, güvertesi ıslak, kıçı su alıyor belli!
Ağlayan gözlerime dalmış gemilerim unutmuş kıçı başı, deniz coşmuş,
Ben efkarlarımı salamuralamışım balıkçıların oltalarına gözyaşlarımla,
Koyup bırakıvermişim halatını gemilerin, ne yolcu çıkabilmiş limana ne mürettabat,
Hepsini misafir etmişim gözyaşlarımda ne kıç umurlarında ne baş…
Başıboş kalıvermiş deniz, düşüvermiş deryanın dalgasına, sabaha dek sefil olasım var dalgasında, tuzunda…
Günışığından kaçasım  var  efkarımın karasına,
Bir boğazdan bir boğaza, Marmara’dan Karadeniz’e taşırasım var denizi gözyaşlarımla…
Cebimde boğulmuş canlar, ee elbiseler üstümde kolay mı çıkarıp atıvermek geceden giyilmişleri akşamdan sabaha…
Sabaha dek soyunasım var dalgalar arasında…
Bir kıyıdan bir kıyıya vurasım var çırılçıplak, gözyaşlarım denizin tuzlu suyuna karışarak kanayan yaram acıyarak…
Çarparak gemilerime, gemilerden kaçarak kıyılara vurasım var, parça parça olasım var çizik çizik kol bacak, ellerimle kalbimi şöyle bir tutup sıkasım var…
Derinlere dalıp bir bakıp kederime, batırılıp yağmalanmış canları bir göresim var..
Denize sevdalı bir canı boğulmaktan kurtarasım var, gelesi yok kalasım var…
Bir dalga boyu karada bir koca sevdanın mezarı var…
Bir boğazdan bir boğaza, bir denizden bir göğe kısacık dert yolunu sabaha dek gidesim var voltada biriken gözyaşlarımla…
Şişen içimden çıkan balık yumurtalarından sanasım var kendimi, içimden iç çıkmış deryaya, sabaha dek yutasım var…
Bir duble efkarda bin yıl unutasım var…
Bir gel gite bir kere veresim var… Gözyaşlarımın yatağında sabaha dek misafir olasım var, bir dalganın koynunda bir boğazdan bir boğaza oynaşasım var…
Bir dalıp, bir çıkıp bir nefeste savuşturasım var ızdırabı, efkar tutmuş ucunu, bırakmam da bırakmam..
Çalasım var denizden sabaha dek gözyaşlarımı, içime içime çekesim var sevdayı…
Uslanmaz bir yakamozun bomboş yansımasına sabaha dek bakasım var boğazdan, Marmara'dan, deryadan…
Bir kulaçlık gayrette, bin kayıp canı bulup, bir dokunuşla ağlatasım var, sırf yaşasın bir daha, sırf ağlasın gözleri…
Sabaha dek bakasım var bir görünüp bir gizlenen, kara sevdadan bozma su perisinin mürettebata oyununa…
Bir boğazdan bir boğaza sürüne sürüne sevesim var gözyaşlarımda…
Camlarını kapamış boğaz sakinleri, kırasım var feryadımla, indiresim perdelerini suya, gemilerimi karaya çıkarasım var, dağıtmışlar kıçı başı olsun!
Kendimi bırakasım var suya, aktıkça hayat üstümden yıkasın deniz efkarında… Gözyaşlarımı katasım var sabaha dek içime, hem karışsın suya hem yeniden hayata…
İçimi bir bir dökesim var bağlasan durmaz, atlas bir okyanusun iki küçük kara parçasına… Bir kıyıdan bir kıyıya uzanan efkarım var ne de uzakmış bana…
Üşüdü canlar cepte, boğuldu, tükendi… onlara küçük bir sürpriz yapasım var, ısınacak bir yer veresim var, nefes alacak bir yer, canlanacak bir fırsat içimde…
İçimden içimi söküp atasım var sabaha dek…
Bir dalgınlık düşmüş gibi denize, denizin dalgasına tutunup göğe çıkasım var,
Bir düşmüşüm   efkarla deryaya, bin kez kalasım var gözyaşlarımla…
                                                              
                                                                                     Bir efkardan olma bir gözyaşının olası… 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendine yolculuğa çıkan bir mentinin çok keyifli hikayesi!